Seç Market ne zaman kuruldu ?

Umut

New member
Seç Market’in Doğuşu: Bir Mahallenin Umudu, Bir Ailenin Hikâyesi

Merhaba dostlar,

Bugün sizlerle, sadece bir marketin değil; bir umudun, bir direnişin ve bir dayanışmanın hikâyesini paylaşmak istiyorum. Hani bazen bir köşede küçücük bir dükkân görürsünüz ya, tabelasında “Seç Market” yazar… İşte o tabelanın ardında, 1990’ların sonlarında Türkiye’nin ekonomik zorluklarıyla yoğrulmuş bir ailenin öyküsü yatar.

Bir pazar sabahı, küçük bir kasabada, babası iflas etmiş bir gencin “bir gün kendi ayaklarımın üzerinde duracağım” sözüyle başlar her şey. O gencin adı Ahmet’tir. Hayatı boyunca çözüm arayan, mantıklı, stratejik düşünen bir adam. Karşısında ise eşi Elif vardır: duygu yüklü, sezgileriyle hareket eden, insan ilişkilerinde yumuşak ama güçlü bir kadın.

İşte Seç Market’in hikâyesi, bu iki ruhun birleşiminden doğar.

---

Bir Fikir, Bir İnat, Bir Başlangıç

Ahmet, büyük şehirlerdeki zincir marketlerin küçük esnafı ezdiği yıllarda, “neden biz de dayanışma içinde olamayalım?” diye sorar kendi kendine. O sırada ülkenin dört bir yanında, mahalle bakkalları kepenk kapatmaya başlamıştır.

Elif, o günlerde, “Ahmet, senin kafandaki fikir sadece ticaret değil, insanları birleştirmek” der. İşte o cümle, her şeyi değiştirir.

Yıl 1995’tir. Ahmet, elinde bir defter, cebinde sadece umutla İstanbul’un kalabalığında dolaşır. Fikir nettir: “Birlikte güçlü olmak.” Kendi marketini açmak değil, küçük esnafların tek çatı altında birleşmesini sağlamak. Böylece Seç Market’in temelleri atılır.

Ama hikâyenin romantik kısmı kadar zorlu kısmı da vardır. Çünkü o dönemde, herkes kendi yağında kavrulma derdindedir. Kimse “birlikte büyümek” fikrine kolay kolay inanmaz.

---

Kadının Kalbiyle, Erkeğin Aklıyla Kurulan Bir Hayal

Ahmet stratejiktir. Haritalar çizer, maliyet hesapları yapar, iş planları çıkarır.

Elif ise başka bir şey yapar: insanlara dokunur.

Bir dükkâna girip, “abla, biz birlikte olursak kimse bizi ezemez” derken gözleri parlar. Kadın esnaflar Elif’te kendilerini bulur, erkek esnaflar Ahmet’in planlarına güven duyar.

İşte Seç Market, o dengeden doğar: akıl ve kalbin birleşiminden.

1997’de ilk Seç Market tabelası, bir Ege kasabasında asılır. Ne büyük bir zincirin yatırımıdır bu, ne de bir sermaye grubunun projesi. Bu, halkın, esnafın kendi emeğiyle kurduğu bir zincirdir.

Ve yıllar geçtikçe Seç Market büyür.

Ama asıl büyüyen, sadece raflardaki ürün sayısı değildir.

Birlik duygusudur, paylaşımdır, dayanışmadır.

---

Rekabetin Gölgesinde Dayanışmanın Işığı

2000’lerin başında, büyük market zincirleri hızla yayılırken, Ahmet’in yüzü her geçen gün biraz daha soluyordu. Çünkü rekabet büyüyor, fiyatlar düşüyor, küçük esnaf yine zorlanıyordu.

Elif ise yine sezgileriyle konuşur:

“Ahmet, biz fiyatla değil, gönülle yarışacağız.”

O cümle bir dönüm noktası olur. Seç Market, sadece bir alışveriş yeri olmaktan çıkar, bir mahallenin kalbi haline gelir. Her sabah kapının önünde çayını içen amca, kasadaki güler yüzlü genç, çocuklara bedava sakız veren teyze…

Bunların hepsi Seç Market ruhunun parçaları olur.

---

Birlikte Seçtik: Halkın Markası Olmak

Ahmet ve Elif’in çocukları büyüdükçe, markayı profesyonelleştirmek isterler. Ama aile ruhunu kaybetmeden.

2005’te resmi olarak “Seç Marketler Zinciri” adıyla kurumsallaşır.

Artık sadece bir aile işi değildir; yüzlerce küçük esnafın dayanışma ağıdır.

Her yeni şube, bir başka hikâyeyi içinde taşır.

Bir yerde genç bir kadın kendi işini kurar.

Bir başka şehirde işsiz kalan bir baba, Seç Market sayesinde yeniden hayata tutunur.

O yıllarda Seç Market, bir ticari marka olmaktan çıkar; bir “topluluk” olur.

---

Kadınların Sesi, Erkeklerin Gücü

Elif ve Ahmet’in farklı dünyaları, Seç Market’in kimliğine dönüşür.

Kadınların empatisi, ilişkisel gücü; erkeklerin çözümcül aklıyla birleşir.

Toplantılarda Elif’in “önce insan, sonra kazanç” sözü artık Seç Market’in mottosudur.

Ve bu anlayış, markayı yıllar içinde bambaşka bir yere taşır.

Artık sadece bir market değil, bir dayanışma sembolüdür.

---

Bir Mahalle, Bin Hikâye

Yıllar sonra, Elif yaşlanmış, Ahmet saçlarını beyazlatmıştır.

Ama her sabah, bir mahalle çocuğu, Seç Market’in kapısından içeri girdiğinde hâlâ aynı sıcaklık vardır.

Kasada duran genç, Elif’in öğrettiği gibi “hoş geldin” derken içten gülümser.

Ahmet’in bıraktığı defterde ise hâlâ şu cümle okunur:

> “Bir market kurmadık biz. Birbirine güvenen insanlar kurduk.”

---

Ve Bugün…

Seç Market, bugün Türkiye’nin dört bir yanında, yüzlerce şubesiyle hizmet veriyor.

Ama özünde hâlâ o ilk günkü ruhu taşıyor:

Birlikte olmanın, paylaşmanın, dayanışmanın gücü.

Bu hikâyeyi okuyan her forumdaşın da kendi mahallesinde, kendi küçük mucizesini yaratabileceğine inanıyorum. Çünkü bazen büyük işler, küçük adımlarla başlar.

Ve bazen bir “Seç Market” tabelası, bir toplumun kalbini yeniden attırabilir.

---

Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?

Sizce de hayat, akılla mı yürür, kalple mi?

Ya da ikisinin dengesi mi bizi ayakta tutar?

Ahmet’in stratejisi mi, Elif’in sezgisi mi daha güçlüydü sizce?

Yoksa ikisi bir araya gelmese, Seç Market hiç doğar mıydı?

Yorumlarınızı, anılarınızı, düşüncelerinizi paylaşın…

Belki de hepimizin içinde bir “Seç Market ruhu” vardır, kim bilir?