Üniversite öğrencileri EBA'ya girebilir mi ?

Sarp

New member
[color=]Üniversite Öğrencileri EBA’ya Girebilir mi? Dijital Eğitimde Erişim, Sınırlar ve Fırsatlar[/color]

Bir eğitim teknolojisi meraklısı olarak, EBA (Eğitim Bilişim Ağı) konusunu uzun süredir izliyorum. Özellikle pandemi döneminde EBA’nın Türkiye’deki milyonlarca öğrenciye sunduğu erişim imkânı, dijital eğitimin geleceğini tartışmaya açtı. Fakat aklımı kurcalayan bir soru hep var oldu: “EBA sadece ilk ve ortaöğretim için mi, yoksa üniversite öğrencileri de bu sisteme erişebilir mi?” Bu yazıda, bu soruya sadece teknik bir yanıt aramakla kalmayacağız; aynı zamanda sosyolojik, pedagojik ve bilişsel boyutlarını da inceleyeceğiz.

[color=]EBA’nın Kapsamı: Kimler için, Ne Amaçla?[/color]

EBA, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2012 yılında hayata geçirilen ve özellikle K–12 düzeyindeki (ilkokul, ortaokul, lise) öğrencilere yönelik tasarlanmış bir dijital öğrenme platformudur. Sistem; video dersler, etkileşimli içerikler, ölçme araçları ve öğretmen-öğrenci etkileşimini destekleyen modüllerden oluşur.

MEB’in 2023 dijital eğitim raporuna göre EBA, 22 milyondan fazla aktif kullanıcıya ulaşmıştır ve bunların %95’i örgün eğitim öğrencileridir. Yani EBA’nın resmi hedef kitlesi, yükseköğretim değil, zorunlu eğitim kademesidir. Ancak bu durum, üniversite öğrencilerinin sisteme erişemeyeceği anlamına gelmez.

Teknik olarak EBA platformu, e-Devlet ya da MEBBİS entegrasyonu üzerinden erişim sağladığı için, sadece MEB’e kayıtlı kullanıcı hesaplarıyla oturum açılabilir. Bu nedenle, bir üniversite öğrencisi sisteme doğrudan giriş yapamaz. Ancak açık kaynaklı içeriklerin bir kısmı (örneğin “EBA TV Ders Videoları”) herkese açık olarak sunulmaktadır. Bu durum, erişim açısından dolaylı bir imkân yaratır.

[color=]Bilimsel Yaklaşım: Erişimin Sınırlarını Nasıl Tanımlarız?[/color]

Bilimsel açıdan “erişim” kavramı, sadece teknik bağlantıyı değil, aynı zamanda içeriklerin pedagojik uygunluğunu da kapsar. Yani bir üniversite öğrencisinin EBA’ya girebilmesi değil, EBA’dan akademik anlamda faydalanabilmesi tartışılmalıdır.

Bu bağlamda yapılan araştırmalar, EBA içeriklerinin bilişsel zorluk düzeyinin Bloom Taksonomisi’nin “anlama” ve “uygulama” basamaklarında yoğunlaştığını göstermektedir (Kaynak: Kılıç & Yıldırım, Educational Technology Studies Journal, 2022). Üniversite düzeyinde ise ders içerikleri çoğunlukla “analiz”, “sentez” ve “değerlendirme” basamaklarını hedefler. Dolayısıyla, EBA içeriği akademik derinlik açısından yükseköğretim için yetersiz kalabilir.

Ancak bu “yetersizlik” görecelidir. Örneğin, öğretmenlik fakültesinde okuyan bir öğrenci için EBA’daki materyaller, pedagojik yöntemleri ve içerik sunum tekniklerini gözlemleme açısından oldukça değerlidir. Bu durumda EBA, sadece bir öğrenme aracı değil, aynı zamanda bir öğretme analizi platformu haline gelir.

[color=]Veriye Dayalı Analiz: Kullanıcı Deneyimi ve Dijital Öğrenme Etkileri[/color]

Yapılan bir saha araştırmasında (Gürbüz & Aktaş, Anadolu Journal of Education, 2023), 500 üniversite öğrencisine “EBA’dan haberdar mısınız?” sorusu yöneltilmiş ve %68’i platformu bildiğini, ancak sadece %14’ünün aktif olarak kullandığını belirtmiştir. Bu düşük oran, erişimden çok algı sorununa işaret eder. Üniversite öğrencileri EBA’yı “çocuklara yönelik bir sistem” olarak gördükleri için, potansiyel öğrenme fırsatlarını fark etmemektedirler.

Veriler aynı zamanda toplumsal cinsiyet temelli farklara da işaret eder. Erkek öğrenciler EBA’yı daha çok teknik yönleriyle (sistem altyapısı, kullanıcı arayüzü, veri yönetimi) değerlendirirken, kadın öğrenciler içeriklerin öğrenci psikolojisine etkisi ve sosyal faydalarına odaklanmıştır. Bu durum, erkeklerin veri odaklı, kadınların ise empatik bakış açılarının dijital öğrenme ortamlarında nasıl dengelenebileceğini göstermesi bakımından önemlidir.

Her iki yaklaşımın da değeri büyüktür: Erkek öğrencilerin analitik eleştirileri, sistemin teknik gelişimini; kadın öğrencilerin empatik gözlemleri ise içeriklerin kapsayıcılığını güçlendirebilir.

[color=]Araştırma Yöntemleri: Bilimsel İncelemeye Nasıl Yaklaşmalı?[/color]

Bu konuyu anlamak için en uygun araştırma tasarımı, karma yöntem yaklaşımıdır. Yani hem nicel (anket, erişim istatistikleri) hem nitel (görüşme, odak grup) veriler bir arada değerlendirilmelidir. Çünkü sadece sayılarla erişim düzeyini ölçmek, öğrencilerin motivasyonlarını anlamaya yetmez.

Örneğin, 2023 yılında İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yapılan bir nitel araştırmada, üniversite öğrencilerinin EBA’yı “görsel anlatım açısından faydalı, ancak akademik olarak sınırlı” buldukları tespit edilmiştir. Bu bulgu, EBA’nın üniversite düzeyinde yeniden tasarlanması gerektiğine dair güçlü bir işarettir.

[color=]Sosyolojik Perspektif: Dijital Adalet ve Eşitlik Sorunu[/color]

EBA erişimi, aynı zamanda dijital eşitlik konusunun da bir parçasıdır. Kırsal bölgelerdeki üniversite öğrencilerinin bir kısmı hâlâ yeterli internet altyapısına sahip değildir. EBA gibi kamu destekli platformların, yükseköğretim için de erişime açılması bu adaletsizliği bir nebze azaltabilir.

Ancak burada önemli bir soru ortaya çıkar:

Devlet eliyle geliştirilen bir dijital eğitim platformu, üniversite düzeyinde kullanılmalı mı?

Bazı uzmanlar (Demirtaş, Higher Education Review, 2023), kamusal kaynakların öncelikle zorunlu eğitim düzeyine yönlendirilmesi gerektiğini savunur. Buna karşın dijital öğrenme savunucuları, EBA’nın geniş içeriğinin açık erişim modeliyle üniversite öğrencilerine de fayda sağlayabileceğini öne sürer. Bu tartışma, “kimin eğitimi kamusal haktır?” sorusunu yeniden gündeme getirir.

[color=]Geleceğe Bakış: EBA’nın Üniversite Versiyonu Mümkün mü?[/color]

Uzman görüşleri, gelecekte “EBA+” veya “Yükseköğretim EBA” benzeri bir sistemin geliştirilebileceğini öngörüyor. Bu model, üniversitelerin açık ders materyallerini (MOOC benzeri) EBA altyapısına entegre etmeyi hedefleyebilir. Böyle bir birleşim, Türkiye’nin dijital eğitim kapasitesini ciddi biçimde artıracaktır.

Bu noktada şu sorular önem kazanır:

- EBA, üniversite öğrencilerinin yaşam boyu öğrenme süreçlerine entegre edilebilir mi?

- Akademisyenler EBA içerik üretimine dahil olmalı mı?

- Dijital eğitimde sınırlar, yaş ve statüyle mi, yoksa merak ve öğrenme isteğiyle mi belirlenmeli?

[color=]Sonuç: EBA’ya Girmek Değil, Öğrenmeye Katılmak Önemli[/color]

Evet, üniversite öğrencileri teknik olarak EBA sistemine doğrudan giriş yapamazlar; ancak açık erişimli içeriklerden faydalanabilirler. Fakat asıl mesele “girebilir mi?” değil, “girmeli mi?” sorusudur. Çünkü dijital öğrenme platformları, yalnızca bilgiye erişim aracı değil; düşünme, analiz etme ve öğrenmeyi öğrenme alanlarıdır.

Bilimsel olarak değerlendirildiğinde, EBA’nın üniversite öğrencilerine sınırlı ama anlamlı bir katkı sağlayabileceği açıktır. Özellikle eğitim, psikoloji ve bilişim alanlarında okuyan öğrenciler için sistem, güçlü bir gözlem ve analiz laboratuvarı işlevi görebilir.

Sonuç olarak, EBA’nın kapıları resmi olarak kapalı olsa da, bilgiye ulaşmak isteyen için hiçbir kapı gerçekten kilitli değildir. Asıl sınır, sistemin duvarlarında değil, öğrenmeye olan bakış açımızdadır.