Rehberlikte kendini gerçekleştirme nedir ?

Umut

New member
Rehberlikte Kendini Gerçekleştirme: Ne Demek İstiyoruz, Hangi Süper Gücü Kazanıyoruz?

Merhaba, merhaba! Hadi biraz kafanızı dağıtalım ve derin düşüncelerle boğulmadan rehberlikte “kendini gerçekleştirme” nedir, ona bakalım. Hepimiz bir şekilde "kendini gerçekleştirme"yi duymuşuzdur, değil mi? Özellikle rehberlik derslerinde veya kişisel gelişim kitaplarında sıklıkla karşımıza çıkar. Ama bir bakalım, gerçekten ne anlama geliyor? Bir tür süper güç mü? Yüksek sesle "Ben en iyi halimle dünyaya parmak ısırtacağım!" diye bağırarak kendini gerçekleştirebilir miyiz?

Evet, arkadaşlar, biraz mizah biraz da ciddiyetle konuya yaklaşacağız. Burada önemli olan, rehberlikte kendini gerçekleştirme meselesinin sadece bir "yapılması gereken" bir şey değil, hayatın her alanına yansıyan bir keşif yolculuğu olduğunu anlamamız. Hadi gelin, erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise ilişki ve empati odaklı yaklaşımlarını da dikkate alarak, biraz bu terimi eğlenceli ama derin bir şekilde keşfe çıkalım.

Kendini Gerçekleştirme: Süper Gücünüzü Bulmak mı, Yoksa Sadece Ruh Hali mi?

Kendini gerçekleştirme… Ne kadar da büyüleyici bir terim değil mi? "Ya ben kendi potansiyelimi keşfedersem, her şey muhteşem olur!" diye düşünüyor olabilirsiniz. Peki ama bu, sadece "kendini tanıma" ile mi ilgili, yoksa bir tür süper kahraman olma yolunda ilerlemek mi? Bence her ikisi de!

Psikolog Abraham Maslow’un, kendini gerçekleştirme konusunda geliştirdiği "Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi" teorisi, bir insanın sadece temel ihtiyaçları (yemek, su, güvenlik vb.) karşılandıktan sonra, en üst düzeyde kendini gerçekleştirme hedefinin ortaya çıktığını belirtiyor. Yani, önce yemek, sonra biraz sosyal bağlar, sonra biraz statü… Sonra da en yüksek hedef: "Ben kimim? Ben neyi başarmak istiyorum?!" İşte bu noktada rehberlik devreye giriyor. Kendini gerçekleştirmek, sadece hedeflere ulaşmak değil, aynı zamanda kişinin en derin arzularını ve değerlerini keşfetmesiyle de ilgili.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Bakış Açısı: "Bunu Nasıl Çözerim?"

Erkeklerin çoğu genellikle stratejik, çözüm odaklı bir yaklaşım sergiler. Kendini gerçekleştirmek, bir hedef belirlemek, o hedefe ulaşmak için bir plan yapmak ve sonuçlara odaklanmaktır. Kendi potansiyelini keşfetmek, sanki "hayatın en büyük sorusunu çözmek" gibi görülür. "Hedeflerim neler? Başarı için ne yapmalıyım?" diyerek sürekli analiz yaparlar.

Mesela Ahmet, uzun zamandır “kendini gerçekleştirme” hedefiyle yoğruluyor. Ahmet’in temel problemi şu: "Ya ben hangi kariyere yöneleceğim? Hangi alan beni mutlu eder? Hedefim ne olmalı?" Ahmet, rehberlik alarak profesyonel yaşamındaki hedeflerini netleştiriyor ve tüm kariyerini buna odaklayarak, “Bu benim çözmem gereken mesele” diye düşünüyor. Bunu planlıyor, hedefler koyuyor ve adım adım ilerliyor. Hedefi, hayatın ona sunduğu potansiyel ile uyumlu bir kariyer yapmak.

Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı oldukça net bir çizgiye sahipken, daha çok veriye dayalı düşünme eğilimindedirler. Bu, Maslow’un teorisini benimseyen bir bakış açısı gibi. Başarı ve tatmin bir noktada ölçülebilir, hesaplanabilir ve izlenebilir.

Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Yaklaşımı: "Benim Gerçekleştirdiğim Hedef, Başkalarına Nasıl Etki Eder?"

Kadınlar ise daha çok toplumsal etkiler, ilişki odaklı bir yaklaşım benimserler. Kendini gerçekleştirme onların dünyasında, "ben kimim?" sorusunu yanıtlarken, başkalarıyla olan ilişkilerini de içine alır. Kadınlar için, başarı ve potansiyel sadece bireysel bir deneyim değil, toplumsal bağlamda da bir anlam taşır. Kendini gerçekleştiren bir kadın, çevresiyle, ailevi ilişkileriyle, arkadaşlarıyla ve toplumla uyum içinde olmayı da ister.

Örneğin, Elif, yıllarca iş hayatında başarılı olmuş ama bir noktada her şeyin yeterli olmadığını fark etmiş. "Bunu yapabiliyorum, peki bu diğer insanları nasıl etkiler?" diye düşünmeye başlamış. Rehberlik aldıktan sonra, işindeki başarılarıyla birlikte, topluma nasıl fayda sağlayabileceğini keşfetmiş. Elif için kendini gerçekleştirmek, sadece kariyer hedeflerine ulaşmak değil, aynı zamanda başkalarına yardım edebileceği projelere katılmak, topluma bir katkı sağlamak demekti.

Kadınların kendini gerçekleştirmesi, sadece içsel bir tatmin değil, çevrelerindeki ilişkiler ve toplumsal sorumluluklarla da derinden bağlantılıdır. Onlar için "ben" kelimesi, çoğunlukla "biz" ve "hep birlikte"ye evrilir. Bu bakış açısı, kadınların empatik düşünme ve toplumsal duyarlılıklarını pekiştiren önemli bir faktördür.

Kendini Gerçekleştirme Yolu: Sadece Tek Bir Yol Var mı?

Kendini gerçekleştirme yolculuğu, her bireyin öznel bir deneyimi olmalı. Maslow’un hiyerarşisinde olduğu gibi, herkesin bu yolculukta karşılaştığı engeller ve çıkış noktaları farklıdır. Hedef belirlemek, bir amaca yönelmek, süreci bilinçli şekilde yaşamak… Hepsi birer adım. Ama en önemli şey, yolculuğun kendisidir. Bunu hem erkeklerin çözüm odaklı bakış açısı, hem de kadınların empatik yaklaşımıyla dengelemek, hayatın bize sunduğu potansiyel ile uyumlu bir yaşam tarzı yaratabilir.

İçsel huzur ve dışsal başarı arasında denge kurmak, bu yolculuktaki anahtar faktörlerden biridir. Belki de önemli olan, gerçekten neyi başarmak istediğimiz, neyi hissetmek istediğimiz ve bu yolculuğu kimlerle paylaşmak olduğudur.

Peki ya siz? Kendinizi gerçekleştirme yolunda neler keşfettiniz? Bu yolculuk, sizin için daha çok bireysel bir strateji mi, yoksa çevrenizle ilişkileriniz üzerine kurulu bir keşif mi? Gelin, forumda hep birlikte tartışalım!