Laisizm Ne Zaman Çıktı ?

Koray

New member
Laisizm Nedir ve Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır?

Laisizm, din ile devlet işlerinin ayrılmasını savunan bir görüş ve politik bir yaklaşımdır. Bu kavram, özellikle modern demokratik toplumlarda devletin, dini kurumlar ve inançlardan bağımsız olarak yönetilmesi gerektiği anlayışına dayanır. Laisizm, devletin tarafsız bir konumda bulunmasını, bireylerin dini inançlarını özgürce yaşamalarını, ancak devletin hiçbir dini kurumu desteklememesi gerektiğini savunur. Bu fikir, 18. yüzyılın sonlarından itibaren felsefi ve toplumsal bir hareket olarak şekillenmeye başlamış, özellikle Avrupa'da aydınlanma düşüncesinin etkisiyle güç kazanmıştır.

Laisizmin Tarihsel Gelişimi

Laisizmin tarihsel kökenleri, Hristiyanlık öncesi döneme kadar uzanabilir; ancak modern anlamda laisizmin ortaya çıkışı, özellikle Fransız Devrimi ve Aydınlanma dönemiyle ilişkilidir. Aydınlanma dönemi, dinin sosyal ve politik hayattan ayrılması gerektiğini savunan düşünürlerin etkisiyle şekillenmiştir. Bu dönemde, dinin egemenliğine karşı bir tepki olarak laisizm fikri güç kazanmaya başlamıştır.

Fransız Devrimi ve Laisizmin Doğuşu

Laisizmin en önemli dönüm noktalarından biri, Fransız Devrimi’nin yaşandığı 18. yüzyılın sonlarına dayanır. Fransız Devrimi sırasında, özellikle 1789'da kabul edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğini vurgulamıştır. Devrimci hükümet, Katolik Kilisesi'nin Fransız toplumu üzerindeki etkisini sınırlamaya çalışmış ve laik bir devlet yapısını kurmak için bir dizi reform gerçekleştirmiştir. Bu süreç, laisizmin Fransız toplumu ve devleti üzerinde derin bir etki bırakmasını sağlamıştır.

Fransız Devrimi'nin ardından, laisizm ilk kez yasal bir temel kazanmış ve 1905 yılında Fransa'da kabul edilen laisizm yasası ile din ve devlet işlerinin resmen ayrılması sağlanmıştır. Bu yasa, Fransız devletinin hiçbir dini kurumu tanımayacağını ve dini özgürlüğü garanti edeceğini belirlemiştir. Bu tarih, laisizmin politik anlamda güç kazandığı önemli bir dönüm noktasıdır.

Laisizm Felsefesi ve Temel İlkeleri

Laisizm, temel olarak devletin dini inançlardan ve dini kurumlar üzerinden yapılan müdahalelerden bağımsız olmasını savunur. Bu, devletin tarafsız bir konumda kalması gerektiği anlamına gelir. Laisizmin temel ilkeleri şunlardır:

1. **Din ve Devletin Ayrılığı:** Laisizm, dinin devlet işlerine müdahale etmemesini ve devletin de din işlerine müdahale etmemesini savunur. Bu, bireylerin dini inançlarını özgürce yaşamalarını sağlar.

2. **Dini Özgürlük:** Laisizm, bireylerin hangi dini inancı seçtikleri konusunda özgür olmalarını savunur. Devlet, herhangi bir dini inancı desteklememeli ve tüm inançlara eşit mesafede durmalıdır.

3. **Devletin Tarafsızlığı:** Laisizm, devletin herhangi bir dini kurumu tanımamasını ve hiçbir dini inancı resmiyet kazandırmamasını savunur. Bu, devletin toplumda dini çeşitliliği ve özgürlüğü korumasını sağlar.

4. **Eğitimde Bağımsızlık:** Laisizm, devlet okullarında dini eğitim verilmemesini savunur. Bu, eğitimin tamamen bilimsel temellere dayanmasını ve öğrencilere her türlü dini inançtan bağımsız bir eğitim verilmesini amaçlar.

Laisizm Nerelerde Uygulandı?

Fransa, laisizmin uygulandığı en belirgin örneklerden biridir. 1905'te kabul edilen laisizm yasası, Fransız devletinin tamamen laik bir yapıya bürünmesine olanak tanımıştır. Bu yasadan sonra, Fransa'da devletin hiçbir dini kurumu tanımadığı ve devlet ile kilisenin tamamen ayrıldığı bir dönem başlamıştır. Bu yasa, Fransa'da devletin tarafsızlığını pekiştirmiş ve diğer Avrupa ülkelerine de örnek olmuştur.

Laisizm, yalnızca Fransa'da değil, birçok başka ülkede de uygulanmıştır. Türkiye, Hindistan, Meksika gibi ülkeler de laiklik ilkesini benimsemiş ve din ile devlet işlerini ayırarak laisizmi devlet yapılarında kabul etmiştir. Bu ülkelerde, laisizm çoğu zaman toplumun çeşitli dini grupları arasında eşitlik ve hoşgörü sağlamak amacıyla benimsenmiştir.

Laisizm Hangi Toplumlarda Güç Kazanmıştır?

Laisizm, özellikle Avrupa ve Latin Amerika'da güçlü bir şekilde benimsenmiştir. Aydınlanma dönemi felsefesi, dinin toplumsal ve politik alanlardaki etkisini sorgulamış ve bu dönemdeki toplumsal değişimler, laisizmin yayılmasına zemin hazırlamıştır. Ayrıca Fransız Devrimi ve Amerikan Devrimi gibi önemli toplumsal hareketler de laisizmin temel ilkelerinin toplumlar arasında kabul görmesine yardımcı olmuştur.

Bununla birlikte, laisizm bazı ülkelerde güçlü bir şekilde karşılanmış ve toplumsal çatışmalara yol açmıştır. Özellikle dini inançların güçlü olduğu toplumlarda laisizmin kabul edilmesi zor olmuştur. Türkiye'de, 1923'te kurulan Cumhuriyet ile birlikte laiklik ilkesi kabul edilmiş, ancak bu süreç zaman zaman toplumsal gerginliklere yol açmıştır.

Laisizm ve Din İlişkisi

Laisizmin din ile olan ilişkisi karmaşık ve çok yönlüdür. Laisizm, devletin dinle hiçbir ilişki kurmaması gerektiğini savunsa da, bireylerin inançlarını özgürce yaşamaları gerektiğini vurgular. Bu bakımdan, laisizm bir anlamda dini özgürlüğü teşvik eder, ancak devletin dini inançlarla ilişkisini keser. Laisizm, dinin toplumsal hayattaki etkilerini sınırlamak, ancak bireylerin dini özgürlüklerini güvence altına almak amacını taşır.

Laisizm, aynı zamanda dini hoşgörüye de zemin hazırlar. Dini inançlar arasında eşit mesafede durarak, toplumda farklı inançlara sahip bireylerin bir arada yaşamasını mümkün kılar. Bu, toplumsal barışın sağlanmasına ve bireysel hakların korunmasına yardımcı olur.

Laisizmin Geleceği

Laisizm, özellikle modern toplumların temel ilkelerinden biri haline gelmiştir. Ancak, dinin toplumdaki rolü ve dini özgürlüklerin sınırları üzerine tartışmalar devam etmektedir. Din ile devlet arasındaki sınırların ne kadar keskin olması gerektiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bu, laisizmin gelecekteki uygulamalarını etkileyebilecek önemli bir sorundur.

Bazı ülkelerde dini kimlik ve dini inançlar yeniden toplumsal hayatta daha fazla görünür hale gelirken, laisizm ilkesi hala önemli bir kavram olarak varlığını sürdürmektedir. Laisizmin, gelecekte de toplumsal huzuru sağlamak ve bireysel özgürlükleri korumak adına önemli bir rol oynamaya devam etmesi beklenmektedir.

Sonuç

Laisizm, din ve devletin ayrılmasını savunan bir düşünce olarak, modern toplumlarda temel bir ilke haline gelmiştir. Tarihsel olarak Fransız Devrimi ile güç kazanan laisizm, özellikle 20. yüzyılda pek çok ülkede benimsenmiş ve devletin tarafsız kalmasını sağlamıştır. Laisizmin, dini özgürlüğü teşvik ederken, devletin herhangi bir dini kurumu tanımamasını savunması, toplumsal barışı ve eşitliği koruyan önemli bir prensip olarak öne çıkmaktadır. Gelecekte, din ve devlet arasındaki ilişkiyi yeniden tartışan toplumlardaki gelişmeler, laisizmin evrimini şekillendirmeye devam edecektir.