e-Duruşma kabul edilmek zorunda mı ?

Efe

New member
[color=]E-Duruşma Kabul Edilmek Zorunda mı? Kültürlerarası Bir Bakış[/color]

Selam dostlar, uzun zamandır kafamı kurcalayan bir meseleyi buraya taşımak istedim: E-duruşma. Yani davalara fiziken değil, internet üzerinden katılmak. Türkiye’de özellikle pandemi döneminde gündeme geldi, ama “Kabul edilmek zorunda mı?” sorusu hâlâ tartışılıyor. Benim merak ettiğim ise sadece hukuk tarafı değil; farklı kültürler, toplumlar ve bakış açıları bu konuyu nasıl yorumluyor? Erkeklerin bireysel başarıya odaklanması, kadınların ise toplumsal ilişkileri ve kültürel etkileri öne çıkarması bu tartışmaya ayrı bir derinlik katıyor.

---

[color=]E-Duruşmanın Ortaya Çıkışı ve Yerel Dinamikler[/color]

Türkiye’de e-duruşma ilk olarak 2020’de pilot uygulama olarak başladı. Amaç; avukatların ve tarafların mahkeme salonuna gitmeden video konferans yoluyla davalara katılabilmesiydi. Özellikle büyük şehirlerde, yoğun trafiğin ve kalabalık adliyelerin yükünü azaltmak için önemli bir yenilikti.

Yerel dinamikler açısından bakarsak:

- Avantajı: Zaman ve masraf tasarrufu.

- Dezavantajı: İnternet erişimi ve teknik altyapı sorunları.

- Tartışmalı nokta: E-duruşmanın mahkeme ciddiyetini zedeleyip zedelemediği.

---

[color=]Küresel Perspektiften E-Duruşma[/color]

Bu mesele sadece Türkiye’ye özgü değil.

- ABD ve İngiltere: Pandemi sırasında birçok duruşma çevrim içi yapıldı. Özellikle aile mahkemeleri ve küçük davalarda sistem hâlâ devam ediyor. Ancak jüriyle yapılan davalarda tartışmalar sürüyor; “ekrandan adalet olur mu?” sorusu gündemde.

- Asya ülkeleri: Japonya ve Güney Kore’de teknolojiye adaptasyon hızlı oldu, ama “saygı kültürü” nedeniyle hâkimle yüz yüze gelmek hâlâ daha değerli kabul ediliyor.

- Afrika: Dijital altyapı eksikliği nedeniyle e-duruşma çoğu yerde mümkün değil. Bu da adalete erişimde eşitsizlik yaratıyor.

Küresel deneyim gösteriyor ki, e-duruşma bazen adaleti hızlandıran, bazen de kültürel değerlerle çatışan bir uygulama.

---

[color=]Erkeklerin Bireysel Başarı Odaklı Yaklaşımı[/color]

Erkekler genelde bu konuya “benim işim nasıl kolaylaşır, bireysel başarım nasıl artar?” gözünden bakıyor.

- Avukatlar açısından: Duruşmaya gitmek yerine ofisten bağlanmak, zaman kazandırıyor. Daha fazla davaya girme şansı artıyor, yani gelir ve başarı yükseliyor.

- Sanık ya da davacı açısından: “Kariyerim zarar görmesin, işim aksamasın” diye düşünülüyor.

- Pratik odak: Erkekler için mesele çoğu zaman, “E-duruşma bana somut fayda sağlıyor mu?” oluyor.

Buradan şu soru çıkıyor: Bireysel kolaylık için toplumsal adalet duygusundan taviz verilebilir mi?

---

[color=]Kadınların Toplumsal ve Kültürel Yaklaşımı[/color]

Kadınlar ise daha çok ilişkiler ve kültürel etkiler üzerinden yaklaşıyor.

- Aile ve toplum: Kadınlar, özellikle aile içi şiddet davalarında e-duruşmanın güvenliği artırabileceğini düşünüyor. Mahkeme salonunda baskı görmeden ifade verebilmek önemli bir avantaj.

- Kültürel algı: Ancak bir yandan da, “ekrandan adalet” fikri, toplumda “işin ciddiyeti azalıyor” endişesi yaratabiliyor.

- Empati boyutu: Kadınlar genelde şu soruyu soruyor: “Adalet sadece karar vermek midir, yoksa tarafların yüz yüze gelmesiyle oluşan bir toplumsal süreç midir?”

---

[color=]Farklı Kültürlerde Kabul Zorunluluğu[/color]

- Batı toplumları: E-duruşma çoğu zaman opsiyonel. Taraflardan biri itiraz ederse yüz yüze duruşmaya geçiliyor.

- Doğu kültürleri: Hiyerarşi ve otoriteye saygı daha güçlü olduğu için e-duruşmaya mesafeli yaklaşılıyor. Hakimin huzurunda bizzat bulunmak “adaletin hakkını vermek” gibi görülüyor.

- Türkiye: Henüz tam netleşmiş değil. Şu an gönüllülük esasına dayalı olsa da ileride bazı davalarda zorunlu hale gelip gelmeyeceği tartışılıyor.

---

[color=]Kabul Zorunluluğu Tartışmasının Sosyal Boyutu[/color]

- Olumlu tarafı: Ulaşım engeli olanlar, kırsalda yaşayanlar, fiziksel engelliler için adalete erişim kolaylaşıyor.

- Olumsuz tarafı: İnternete erişimi olmayanlar, teknolojiyle barışık olmayan yaşlılar sistemin dışında kalıyor.

Bu noktada sınıf farkı devreye giriyor: Orta ve üst sınıf için e-duruşma zaman kazandıran bir fırsatken, alt sınıf için yeni bir eşitsizlik kaynağı olabilir.

---

[color=]Geleceğe Dair Olasılıklar[/color]

E-duruşma gelecekte farklı senaryolarla karşımıza çıkabilir:

- Hibrit model: Küçük davalar çevrim içi, önemli davalar yüz yüze.

- Kültürel uyum: Toplumların değerlerine göre esnek kullanım.

- Zorunluluk ihtimali: Devletler, iş yükünü azaltmak için bazı davaları tamamen e-duruşmaya kaydırabilir.

Ama şu soru önemli: Adalet, hız uğruna sanal dünyaya teslim edilebilir mi?

---

[color=]Tartışmayı Canlandıracak Sorular[/color]

1. Sizce e-duruşma, adalete erişimi demokratikleştiriyor mu yoksa yeni eşitsizlikler mi yaratıyor?

2. Erkeklerin “bireysel fayda” ve kadınların “toplumsal etki” odaklı bakışlarından hangisi size daha yakın geliyor?

3. Farklı kültürlerde e-duruşmanın zorunlu olması, adalet algısını nasıl değiştirir?

4. Sizce gelecekte bazı davalar tamamen e-duruşma üzerinden yürütülmeli mi?

5. E-duruşmaya karşı çıkanların asıl kaygısı, teknoloji mi yoksa “adaletin sembolik yüz yüze hali” mi?

---

[color=]Sonuç Yerine[/color]

E-duruşma, sadece bir teknik yenilik değil; kültürleri, toplumsal değerleri, hatta adalet anlayışımızı sorgulatan bir mesele. Erkekler bireysel başarı ve kolaylık üzerinden tartışırken, kadınlar daha çok toplumsal ilişkiler ve kültürel etkiler üzerinde duruyor. Küresel ve yerel örnekler de gösteriyor ki bu uygulama, hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor.

Sonuçta cevap basit değil: E-duruşma kabul edilmek zorunda mı? Bazı toplumlarda evet, bazılarında hayır. Ama asıl mesele, bizim bu yeni uygulamayı kendi değerlerimiz ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda nasıl şekillendireceğimiz.

---

[color=]Siz Ne Düşünüyorsunuz?[/color]

- Sizce Türkiye’de e-duruşma yaygınlaşmalı mı, yoksa sadece istisnai bir yol mu olmalı?

- Kültürel olarak “hakimin karşısında durmak” sizce adaletin vazgeçilmez bir parçası mı?

- Erkeklerin ve kadınların farklı bakışları bu konuda nasıl dengelenebilir?

Hadi, fikirlerinizi paylaşın; belki de bu başlık altında geleceğin adalet anlayışına dair yeni bir pencere açarız.

---

Kelime sayısı: ~852