Tüm dindar Müslümanlar, İslam kültürünün en kutsal ayı olan Ramzan’ı başlatırken bir kez daha af dileme şansına sahipler. Ramazan ayında ruhlarımız Yüce Allah’a bağlılık ve sevgi ile dolup taşar. Ama ne yazık ki çoğumuz oruç tutmaya ve parti yapmaya odaklanıyoruz.
Bu mübarek ayın önemli bir kısmını kötü sözlerden sakınmak, sadaka vermek, Kur’an-ı Kerim’in ilahi sözlerini okumak ve takip etmek gibi diğer gerekli hususlara bağlı kalmayarak boşa harcadığımızı anlama zamanıdır. Tüm gün yemek yememenin Ramazan’ın tek şartı değil, en önemli yönlerinden biri olduğunu anlayalım. Bu ruhsal yenilenme ve kişisel gelişim ayı, tamamen teslim olmamızı gerektiriyor. Bir önceki Ramazan ayındaki hatalarımızı hızlıca gözden geçirelim ve bu yıl bunları tekrarlamayacağımıza söz verelim. Ruhumuzu manevi yansıma zamanı için hazırlarken, fazla uzatmadan en önemli ama ihmal edilen yönlere, yani zaman yönetimine ve hemcinslerimizle birlik duygusuna odaklanalım.
Çoğu kişi için zaman yönetimi gibi kelimeler kulağa teknik gelebilir. Ancak sıkı bir şekilde takip edilirse, iyi zaman yönetimi, af dilemek için çaresiz bir arzu besleyen ruhlara daha da büyük ödüller getirebilir. Zamanımızı yönetirken veya bir program hazırlarken hevesli, kendi kendine hareket eden ve sorumlu olmalıyız. Ramzan için bir program planlarken liderliği almayı ve kapsayıcı olmayı unutmayın. Unutmayın ki Ramazan ayı aynı zamanda birlik ve beraberlik zamanıdır. Kur’an-ı Kerim’in yılın bu zamanında tüm insan ırkı için bir rehber olarak indirildiğini unutmamalıyız.
Peygamber Efendimiz, Kur’an-ı Kerim’in yardımıyla şefkat ve sevgiyi yaymıştır. Ne yazık ki, çoğumuz bu altın erdemleri görmezden geliyor ve istemeden başkalarını incitiyor ya da geçmişteki düşmanlıkların kinlerini besliyoruz. Bunu tadın; Ramazan ayında insanların iftar vaktinde olmak istedikleri için trafik ışıklarını kırdıkları yaygın bir olaydır. Tehlikeli girişimlerinde, bu dikkatsiz ruhlar trafik kuralını ve diğer hayatlara değer vermenin ilahi kuralını çiğniyorlar. Bu Ramazan ayında daha az şerden kaçınmaya çalışmalıyız. İyi ve kötünün asla aynı olamayacağını unutmayın. Rabbinizden af dilemeden önce çevrenizdekileri affetmeyi öğrenmelisiniz.
İntikamcı şiddet, insan doğasının doğal eğilimidir; kişinin düşmanını bile sevebileceği şiddetsizlik, ilahi yaptırımı gerektirir. Bu ilahi nimet, Kur’an-ı Kerim’in 41. suresinin 34. ve 35. ayetlerinde bildirildiği gibi, her zorlukta sabreden insanlara bahşedilmiştir: “Hayır ve şer, negatif ve pozitif bir olamaz. Kötülüğü daha iyi bir şeyle defet. O zaman o, kiminle aranızda hüküm süren düşmanlığı ve nefreti samimi bir dostluğa çevirecektir. Sabırlı ve nefsine hâkim olup, morali yüksek olanlardan başka hiç kimseye böyle bir hayır bahşedilmez.”
Bu Ramazan, hadi başkalarını affederek ve özdenetim, şefkat ve sabır gibi erdemlerle daha iyi insanlar olmaya çalışarak af dilemek için keyifli bir yolculuğa çıkalım.
(Yazar, Bölge Sekreteri, Toplumsal Uyum Derneği, Yeni Delhi’dir)