Açık Deniz şiiri kime aittir ?

Cansu

New member
Açık Deniz Şiiri Kime Aittir? – Bir Hikâyeyle Anlatmak İstedim

Selam dostlar,

Bu akşam biraz içimi dökmek, biraz da sizlerle bir hikâye paylaşmak istedim. Hani bazen bir şiir vardır ya, sadece kelimelerinden değil, çağrıştırdığı duygulardan dokunur insana… “Açık Deniz” de benim için öyle bir şiirdir. Yahya Kemal Beyatlı’ya ait bu eser, sanki her mısrasında insanın iç yolculuğunu, korkularını ve cesaretini anlatır. Fakat bu defa size bu şiirin anlamını uzun uzun analiz etmek yerine, bir hikâyeyle anlatmak istiyorum. Çünkü bazen bir hikâye, bir şiiri açıklamaktan çok daha fazlasını hissettirebilir.

1. O Akşam Rüzgâr Sert Esiyordu

Yağmurun az önce dinmiş olduğu bir akşamdı. Deniz kıyısında, ellerini cebine sokmuş iki insan duruyordu. Biri erkekti, gözleri uzaklara, ufkun belirsiz çizgisine takılmıştı. Adı Arda’ydı. Hayatta her zaman planlı, net ve çözüm odaklı biriydi. Ne zaman bir problem çıksa, duygulara kapılmadan bir yol haritası çizerdi. Ona göre her şeyin bir çözümü vardı, yeter ki stratejini doğru kur.

Yanında duran kadınsa, Eylül. Gözlerinde bir parıltı, kalbinde bitmeyen bir sezgi vardı. Eylül, dünyayı akılla değil, kalple çözmeye inanırdı. Arda’nın çizdiği planları anlamaya çalışır ama içten içe hep hissederdi: “Bazen çözüm değil, sadece anlamak gerek.”

O akşam da Arda suskundu. Elindeki küçük kâğıdı Eylül’e uzattı. “Bak, bu şiiri seninle paylaşmak istedim.” dedi.

Eylül kâğıdı aldı, titrek ışığın altında okudu:

> “Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

> Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan...”

Bir an sessizlik oldu. Dalgaların sesi araya karıştı. Eylül’ün kalbine sanki bir şey dokundu. “Yahya Kemal,” dedi usulca, “hep gitmekle kalmak arasında yazmış gibi…”

Arda başını salladı. “Belki de,” dedi, “asıl mesele gitmekte değil, kalmayı göze alabilmekte.”

2. Erkekler Hep Bir Çözüm Arar

Forumdaşlar, siz hiç duydunuz mu; erkeklerin duygularını anlatmak yerine onlara çözüm bulma eğiliminde olduğunu? Arda tam öyleydi. Eylül ağladığında teselli etmez, “Ne yapabiliriz?” diye sorardı. Sevgi gösterisinden çok plan yapardı.

O akşam, şiirdeki “demir almak” ifadesi Arda’nın zihninde başka bir anlam taşıyordu. Onun için bu, bir karar anıydı. Gitmek, yeni bir başlangıçtı. “Belki başka bir şehirde, başka bir yaşamda daha iyi oluruz.” diyordu kendi kendine. Çünkü o, hayatı haritalarla, rotalarla, stratejilerle yaşardı.

Ama Eylül… Onun için o şiir, bir vedanın değil, bir kalışın simgesiydi. “Meçhule giden gemi” ona göre kayboluş değil, dönüşüm demekti. “Gitmek bazen kalmanın bir başka yoludur.” diye fısıldadı içinden.

3. Kadınlar Kalbin Sesini Duymayı Bilir

Eylül, şiiri elinde tutarken gözleri doldu. “Arda,” dedi, “sen hep çözüm arıyorsun. Ama bazı şeyler çözülmez, sadece hissedilir.”

Arda bir an afalladı. “Yani ne demek istiyorsun?”

“Belki de o gemi hepimizin içinde,” dedi Eylül. “Zamanı geldiğinde hepimiz bir şeylerden ayrılıyoruz. Bazen insanlardan, bazen eski hâlimizden… Ama bu bir kaçış değil, bir kabulleniş.”

O anda Arda sustu. İlk kez Eylül’ün sözleriyle duygularının açıldığını hissetti. Belki de o gemi, onun içindeydi. Belki de uzun zamandır gitmekten çok, kendinden kaçıyordu.

4. Yahya Kemal’in Gölgesinde

Yahya Kemal Beyatlı, “Açık Deniz”i kaleme aldığında, aslında bir dönemin bitişini, bir ruhun kabullenişini yazmıştı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin sembolü gibiydi bu şiir. Ama Arda ve Eylül için o gece bu şiir, bir ilişki metaforuna dönüşmüştü.

Arda, şiirin her kelimesinde “karar verme” gücünü bulurken,

Eylül, aynı kelimelerde “anlama” gücünü buluyordu.

Bir an dalgaların sesine karıştı Eylül’ün fısıltısı:

“Arda, belki de biz bu şiirin içinde iki farklı dizeyiz. Sen gidişi yazıyorsun, ben kalışı…”

5. Dalgalar ve Sessizlik

Gece ilerledi. Gemi düdüğü uzaktan bir kez öttü. O sesle birlikte Arda’nın içindeki karmaşa da yankılandı. Belki gerçekten gitmek gerekiyordu. Belki kalmak daha cesurcaydı.

Eylül gözlerini kapattı. “Gitmek istiyorsan, git,” dedi. “Ama bil ki, her gemi bir gün limana döner.”

Arda cevap vermedi. Sadece kâğıdı tekrar eline aldı, şiirin altına bir not düştü:

“Belki bir gün, aynı denizin farklı kıyılarında karşılaşırız.”

Sonra rüzgâr biraz daha sert esti.

Eylül’ün saçları savruldu, şiirin kâğıdı denize düştü.

Sular onu alıp götürürken, Eylül gülümsedi. “Meçhule giden bir gemi kalktı işte…” dedi sessizce.

6. Forumdaşlara Bir Söz

Dostlar, bazen bir şiir sadece bir şiir değildir. “Açık Deniz” gibi bazı dizeler, insanın içindeki yolculuğu, korkularını, vedalarını anlatır. Yahya Kemal’in kaleminde o gemi, belki de her birimizin hayat yolculuğudur.

Belki siz de bir “Açık Deniz” anı yaşadınız…

Belki birine veda ederken bu şiir kulağınızda çaldı…

Ya da belki hâlâ meçhule giden o gemiyi izliyorsunuz.

Ne olursa olsun, unutmayın:

Bazı yolculuklar gitmek içindir, bazıları ise kendini bulmak için.

Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Peki sizce, “Açık Deniz” gitmeyi mi anlatır, yoksa kalmayı mı?

Arda’nın bakış açısına mı yakınsınız, Eylül’ün mü?

Yorumlarınızı okumak isterim. Belki hep birlikte o meçhule giden geminin rotasını buluruz…